1 Nisan 2008 Salı

YIKMAK KOLAY

"Bir zamanlar, birbirine bitişik iki çiftlikte yaşayan iki erkek kardeş arasında bir anlaşmazlık başladı ve giderek büyüdü, kardeşler arasında küslüğe neden oldu. Bir sabah, bu iki kardeşten büyüğünün kapısına bir usta geldi. Elinde büyük bir marangoz çantası vardı. - Yapılacak ufak tefek bir işiniz varsa, size yardımcı olmak isterim. Elimden hemen her iş gelir. Evet, sana göre bir işim var. Şu derenin karşısındaki çiftlik, kardeşimindir. Geçen haftaya dek benim çiftliğimle onun çiftliği arasında bir otlak vardı. Sonra o, buldozeriyle oraya ırmak bendi yaptı ve şimdi aramızda, otlak yerine, çiftliklerimizi birbirinden ayıran bir dere var. O, bana acı vermek için yapmış olabilir. Fakat şimdi ben, onun yaptığından daha büyük bir şey yapacağım. Bunları söyledikten sonra adamı, ahırların olduğu yere götürdü ve duvarın dibinde yığılı duran kütükleri gösterdi. Bu kütükleri kullanarak, iki çiftlik arasında üç metre yükseklikte öyle bir çit yap ki, gözlerim kardeşimin çiftliğini artık görmek zorunda kalmasın dedi ve kasabaya gitti. Usta ise hemen çalışmaya koyuldu. Akşam güneş batarken o işini bitirmiş, çiftlik sahibi büyük kardeş ise alışverişini tamamlamış, kasabadan dönüyordu. Çiftliğe gelir gelmez ustanın yaptıklarına baktı ve şaşkınlıktan gözleri, yuvalarından fırlayacakmış gibi açıldı. Karşısında, yapılmasını istediği çit yoktu ama, derenin bir yakasından öteki yakasına uzanan görkemli bir köprü vardı. Biri kendi çiftliğinin toprağına, öteki küçük kardeşinin çiftliğinin toprağına oturtulmuş sağlam iki ayak üzerinde, tam anlamıyla 'usta işi' denilecek kusursuzlukta bir köprü uzanıyordu. Büyük kardeş, karşıdan birinin geldiğini gördü, gelen kişi, küçük kardeşiydi; kollarını iki yana açmış olarak köprünün karşı ucundan kendisine doğru yürüyordu: Benim sana karşı yaptığım bunca haksızlığa ve söylediğim bunca kötü sözlere karşın sen, bu köprüyü yaptırarak ne denli iyi ve ne denli büyük bir insan olduğunu gösterdin dedi ağabeyine. Şimdi bir büyüklük daha yap ve sen de kollarını açarak bana gel. Köprünün ortasında bir araya geldiler ve özlemle kucaklaştılar. Büyük kardeş bir ara arkasına baktığında, çantasını toplayıp, oradan ayrılmakta olan ustayı gördü. - Gitme, dur, bekle diye seslendi . Usta cevap verdi: Gitmem gerek, yapmam gereken daha çok köprü var...
"alıntı(ikbal gürpınar)"

Hiç yorum yok: